BAŞARILI GİRİŞİMCİLER Röportaj: Suzan ERNOYAN
"Gerekirse yine sondajcı olurum"
Bu haftanın konuğu, sektörün ilk sondajcılarından, aynı zamanda Son-Der Derneği'nin Onursal Başkanı olan ve tüm yaşamını sondaja endeksleyerek “Bol su çıkardığım zaman yükseklere uçarım” diyen Mehmet Türköver. Türköver, Yer altı kaynaklarımızın hızla tahrip olmasından dolayı endişelerini dile getiriyor.
S.E. Kendinizden bahseder misiniz?
Mithatpaşa Sanat Torna – Tesfiye Bölümü'nü bitirdim. Askerden geldikten sonra da Maden Tetkik Arama (MTA) Genel Müdürlüğü'nde Raman'a sondör yetiştirilmek üzere gönderildim. 1957 yılında DSİ'ye girdim. 1966 yılına kadar DSİ Sondaj Şube Baş Sondörü olarak çalıştım. 1969 yılında ise kendi şirketim SUSAN'ı kurdum ve şirket olarak o zamandan itibaren ülke genelinde hizmet vermeye devam ediyoruz.
S.E. Sondaj sektöründen bahseder misiniz?
Sektörde ciddi bir seviyesizlik var. Makine ne kadar güçlü olursa olsun makineyi çalıştıran insandır ve altına imza attığınız projeye sahip çıkmanız gerekiyor. Maalesef piyasada bu yok ve piyasada denetim de söz konusu olmadığı için Yer altı kaynaklarımız hızla tahrip ediliyor, kaynaklar tükenmeye doğru gidiyor. Maalesef kimse bu durumun farkında değil.
Kemalpaşa'ya baktığımızda 25 sene önce 30 metre olan su seviyelerinin şimdi 160 metre aşağılara çekildiğini ve rezervlerin hızla tükendiğini görmekteyiz. Kemalpaşa'daki fabrikalara 700-800 metre derinlikte kuyular açılmaya başlandı ve sanayiide kullanılan aşırı su çekimi nedeniyle rezervler tükenme tehlikesiyle karşı karşıya. Fabrikalar yeni sulu sahalar aramak zorundalar. Çünkü ileride fabrikalar Kemalpaşa dışına taşınmak zorunda kalma tehlikesiyle karşılaşacaklar. Sadece Kemalpaşa değiş, her yerde bu tehlike yaşanıyor. Ayrıca Bornova Ovası'nda her apartmanın bir kuyu açtırmasından dolayı, şehir şebekesinde büyük kaçaklar oluşuyor. Deniz suyu Bornova Ovası'na girecekti ancak kaçak şebekeler bunu şimdilik önlüyor.
S.E. Peki bu durum karşısında niye önlem alınmıyor?
MTA 4 sene önce Çocuk Hastanesi'nden Özkanlar'a kadar olan saha içerisinde bulun 40 kuyudan numune alarak laboratuarda ağır metal tahlili yaptırdı. Yapılan tahliller sonucu, 40 kuyunun hepsinde ağır metal olduğu tespit edildi. İnsanlar için çok büyük tehlike arzeden bu olay, hele çocukların sağlığı açısından daha da tehlikeli konumdadır. Ağır metaller çocukların organlarına yerleştiği takdirde sağlıksız bir nesil geleceği kesindir. İnsan sağlığı için son derece kötü bir tablo karşımızdan durmaktadır. Kimse bunun için önlem almıyor.
S.E. Yağışların azalmasından ötürü nasıl bir olumsuzluk yaşanıyor?
Küresel ısınmadan dolayı yağışların son 10 seneden beri %11 civarında azalmasıyla, Yer altı suyu seviyeleri düşmektedir. Ayrıca son yıllarda, kuyu adedi fazlalaştı ve su, petrolden daha önemli bir duruma geldi. 3. Dünya Savaşının da su yüzünden çıkacağı söyleniyor. Bu mantıkla hareket edersek sondajcılık sektörünün ne ölçüde önemli olduğunu anlamış oluruz. Ülkemizde hızlı nüfus artışı sonrası artan su gereksinimi, yok edilen tatlı su tabakalarının çoğalması çocuklarımız ve torunlarımızın büyük sıntıya yol açabilir. Kimsenin böyle bir olaya neden olmaya hakkı yok. Yer altı sularıyla ilgili panelist olarak katıldığım sempozyumlarda bunları anlatıyorum. Ama duyarsız bir toplum oluşumuz, vatandaş olarak üzerimize düşeni yapmamızı engelliyor. Böylelikle de felaket hızla devam etmiş oluyor. Yasal önlem ve etkin denetim gerekiyor. Kuraklık çekmek istemiyorsak suyumuzu aşırı kullanmayacak ve suyun kıymetini bileceğiz. Çünkü su, yaşamsal bir değerdir.
S.E. Yaptığınız sondaj çalışmalarından biraz bahseder misiniz?
Güçlü bir makine parkuruna sahibim 1200 metre kapasiteli, tanesi 500.000 $ (USD) değerinde 6 adet ileri teknolojiye sahip ithal makinemiz var. Delme sırasında hangi metrede ne kadar suyun olduğunu gösteren ileri teknoloji ürünü olan makineleri ülkeme getirerek ülkeme öncülük yaptım. Devlet benden sonra bu makineleri getirdi. Fakat, 1999 yılından beri iş ortamının azlığından dolayı, bir, iki, bazen üç makineyi devreye sokabiliyoruz. Mesleğime saygı duyduğum, işimi bildiğim ve işimi beğenerek teslim ettiğim için fiyattan derinlikten çaptan borudan çalmam. O yüzden fiyatım yüksektir ve fiyat kırmadığım için iş bulmakta zorlanıyorum. Denizli'de ve Kemalpaşa'da birer makinem çalışıyor. Pepsi – Fruko Meşrubat sanayisine, 800 metrederinliğinde bir kuyu açmaya başladık. Diğer 4 makine ise boşta bekliyor.
S.E. Sondajcılık sektörünün şu anki genel konumunu nasıl görüyorsunuz?
Türkiye'de sondajcılık hem kolay, hem zor iş olarak karşımıza çıkıyor. Prosedüre uygun çalışıldığı zaman ciddi sıkıntılar doğuyor. Meslektaşlarımız arasındaki haksız rekabetin bence asıl sebebi de bu. Değişik sorunlar ise sıralanamayacak kadar çok. En basitinden matkap Gürcistan üzerinden Rusya2dan geliyor. Sınır kapısı kapandığ zaman ne tür bir manzara ile karşılaşılacağını siz düşünün. Bunun için de en azından matkapta yerli imalat başlamalı diye düşünüyorum.
S.E. Mesleğe başlarken düşündüğünüz ideallerinizi gerçekleştirebildiniz mi?
Mesleğimde gelinebilecek son noktaya geldiğime inanıyorum. Bir sondör olarak sahip olduğum birikimler konusunda toplumda ve mesleğimde öncülük görevim olduğunu düşünüyorum. Bunu da gerçekleştirmekten ötürü mutluyum.
S.E. İkinci kez dünyaya gelme şansınız olsa ne olmak isterdiniz?
Samimi olmam gerekirse, yine sondajcı olurdum. Suya verilen hizmet kutsaldır. Meslekte çıkabilecek üst seviyeye çıktım. Şu anki sağlığımı da mesleğime borçluyum.