Su Hayattır

 

Su, hayattır

Güneş, hava ve su... Bunlar yaşamın üç ana öğesidir. Eğer bunlardan biri yoksa, “yaşam da yok” demektir.

 
Su; baraj, gölet, bentler, kamu ve özel sektör sondajcılarınca açılan yüzbinlerce sondaj kuyusu ile insanlığın kullanımına sunulmaktadır.
 
Su-San Sondajcılık'tan Mehmet TÜRKÖVER, Yer altı suyu temini ile açılan sondaj kuyularının, yüzeyden itibaren yüzlerce metre derine inilmesine rağmen hiçbirşey görülmeden yapılan bir inşaat olduğuna dikkat çekiyor.
Türköver, “Bu bakımdan, sondaj kuyusu açılacak yerin bir etüt sonucu  seçilmesi gerekir. Yasa gereği, gerekli form ve proje hazırlanarak DSİ'nin ilgili müdürlüklerine başvurulması ve Yer altı suyu belgesi alındıktan sonra işe başlanması gerekmektedir. Kuyu bitirildikten sonra gerçek bilgilerle hazırlanan Yer altı suyu kullanma belgesi dosyası ilgili müdürlüğe iletilmeli ve kuyu sahibine yapılan Yer altı suyu tahsisi alınmalıdır” diyor.
 
Küresel ısınma sonucu son yıllarda yaşanan yağış azlığı nedeniyle Yer altı suyu seviyelerinin düşmesi, çevre kirliliği ve yalıtım önlemleri alınmadan açılan sondaj kuyularında izlenen evsel ağır metal kirliliği ile bozulan tatlı su zonlarının kullanılamaz hale geldiğini öne süren Türköver, ekliyor: “Ülkemizdeki hızlı nüfus artışı ile artan su gereksinimi, yok edilen tatlı su tabakalarının çoğalması ile çocuklarımız ve torunlarımızın büyük su sıkıntısına girmesine kimsenin hakkı yoktur.”